“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu…”
Kafka’nın 1912’de yazdığı Dönüşüm adlı anlatısının bu ilk cümlesi, tüm olağandışılığına, dahası şaşırtıcılığına, ürkünçlüğüne karşın, giderek daha da ürkütücü bir olağanlığa bürünecek bir öykünün habercisidir.
Babaya Mektup’ta ve Yargı’da olduğu gibi, burada da oğul ve baba söz konusudur. Ama, Dönüşüm, birçoklarına göre Kafka’nın yabancılaşma duygusunu en güçlü biçimde yansıttığı yapıtıdır aynı zamanda. Bir sabah yatağında bir böcek olarak uyanan Gregor Samsa, bilinci ve istemi dışında gerçekleşen bu dönüşümü bir türlü kabullenemez. Ailesi ve patronu ise, kısa bir şaşkınlığın ardından, onun artık bir böcek olduğunu kabullenirler. Ama böcek olmakla alışageldiği şeylerden koparak yepyeni bir konuma giren Gregor Samsa da, o güne kadar sürdürdüğü yaşama da, çevresindekilere de, bambaşka bir gözle bakacaktır.
Bu kitap beni düşündüren kitaplar arasındadır her zaman.Belki de beni kendime getiren,insan olmanın güzelliğini hatırlatan.. Aynı zamanda çok üzen belki de.. Değişim.. Değişimin en somut anlatılışı belki de.Bir insandan böceğe dönüşmek.Ailenin buna vermiş olduğu tepki.Zamanla yaşanan bıkkınlıklar.Babanın oğluna karşı tavrı.Kabulleniş ve kaybediş.. Çok etkileyici ve cok şey anlatan bir kitap.
Tavsiyemdir.:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder